:)) Yok yani beni gerçek anlamda kaşıntı tutuyor. Bu böcekler bilmemneler içinden bir şey alerji yapıyor sanırımm ama çözemedim. İstanbul'un yarısı derken?
hahaa ben tebi yoldan geldim kafam bulanık kaşıntıyı mecaz olarak anlamışım:Dyani diyorum ki bavulunu alan hava alanına doğru yol alıyor istanbulda.bugün o kadar çok insan gördüm ki tatile giden özendim yaniii:D
ilk foto sanki masal kahramanları gibisarmaş dolaş olmuş gibi,kelebekli olanı çok güzel yakalamışsın..3. fotoda ağacın dokusunuda güzel yakalamışsın..çilek değil ama o kirazları rahatlıkla yerim işte..renkler ne kadar iştah açıcı..:))
sizin günü birlik tatil yaptığınız yer şarköy-eriklice köyü olabilir mi?böçek, sivrisinek, natur biyolojik doku, ve doğa ile bütünleşme… hahha diyecem, çektiğin acıya, kaşıyarak kabarttığın tenine, bi o kadar yara bereye "bir dalda iki kiraz" türküsü merhem olabilir mi? pınmıyorsun dimi latife ediyorum..işte budur gerçek hayat, bu değişik argumanlar, hatıralarda yıllarca tazeliğini koruyacak, eriklice macerası olarak beleğinde yer edecektir.:))
Nida Ersin; yok yok Keşan-Erikli benim dediğim yer, sahilde bir yazlık yer. Ama bu fotoğrafların ilk üçü Gelibolu'da, Tayfur Köyü diye bir köy var göletin kenarında, orada yaklaşık 300 yıllık bir çınar ağacı var, ona ait. Sonuncu kiraz da, yine Gelibolu'da Kömür Limanı diye bir yer var, Şeytanköy de derler, inanılmaz bir manzarası var ve denizi dalışa çok müsait, çok güzel. İşte o yoldaki bir ağaç. Ayy amma da anlattım 🙂 Hihi evet, olamaz mı olabilir 🙂
Selen; anlatı zahmetine tşk.ler, saros ta olduğunu anca kavrayabildim, yarım akıllıyım yahu:'( ama, ben anlatamıyorum ki burdaki -yakın çağ- macerlarımı, soran yok:( bende gizlerime tutsak ettim serüvenlerimi. ehh ne yapayım, benimle beraber yaşlansın kazdağında ki bayık anılarım:))
Bu fotoğrafları da sen mi çektin; böyle yakın plan doğa çekimleri doğaya yabancılaşan insan için bir tür mesaj aslında, sanki şöyle diyor "gel ve bana dokun" ağaç öyle diyor 🙂
deep; ı-ıh İstanbul'a dönmek zorundayım. Staj belgeleri, bir de geçici olarak başka yerde kalacağım uzak diye. Onlarla uğraşmam gerek. Bugün yine börtü böcekleydim :))
Hahah 🙂 O da doğru:D Ya benim kumanda paneli düzgün çalışmıyor sanırım. Çoğu yeni yazı çıkmıyor, hep elimle kontrol etmem gerekiyor. E her blogun adresini bilemeyeceğime göre, bu işler aksıyor
ehe fran çiçeğim :)çok güzel fotoğraflar, ben de rosemary gibi ilkini çok güzel buldum.ilginç… :))ah işte ben yine.evet herkese açıklamak zorunda kalmak biraz utandırıcı "beni takip edin " der gibi… ama napayım haber vermek istedim sizlere.şey..ehi.işte yeni hazal karşınızda.http://thesmileofsunshine.blogspot.com
addictiveistanbul 
doğa iyi geliyor insana değil mi frantoş:)
Çoook 🙂 Ben oradayken çok mutluyum da eve gelince kaşıntı tutuyor :))
bu aralar o kaşıntı beni de tutuyor ev iyice basmaya başladıı:D vee istanbulun yarısı gözümün önünde tatile gitti bugün ben sadece izledim:D
:)) Yok yani beni gerçek anlamda kaşıntı tutuyor. Bu böcekler bilmemneler içinden bir şey alerji yapıyor sanırımm ama çözemedim. İstanbul'un yarısı derken?
hahaa ben tebi yoldan geldim kafam bulanık kaşıntıyı mecaz olarak anlamışım:Dyani diyorum ki bavulunu alan hava alanına doğru yol alıyor istanbulda.bugün o kadar çok insan gördüm ki tatile giden özendim yaniii:D
Hadi ya. İyi ki görmemişim ben o insanları :p Neyse ki fabrikada çok eğleniciim bütün yaz staj yaparak :p
ben de hastanelerde eğleniciim:D
Vallahi yarışıyoruz eğlenme konusunda di mi:D
feci halde:D ama ben yine de staja razı olurdum:)
Sanırım ben de olurdum ama senin de hastane durumun hafifledi artık 🙂
evet vala iyi oldu böyle:) kan sonuçlarında da olumlu etkiyi gördük rahatladık:D
ilk foto sanki masal kahramanları gibisarmaş dolaş olmuş gibi,kelebekli olanı çok güzel yakalamışsın..3. fotoda ağacın dokusunuda güzel yakalamışsın..çilek değil ama o kirazları rahatlıkla yerim işte..renkler ne kadar iştah açıcı..:))
inanırsak; demedik mii demedik mii 🙂 Hep beraber totem yaptık hihi 🙂
rosemary; teşekkür ederiim 🙂 hadi koş git kiraz ye biraz :))
Bazen değil sık sık doğayla bütünleşmek lazım (:
sizin günü birlik tatil yaptığınız yer şarköy-eriklice köyü olabilir mi?böçek, sivrisinek, natur biyolojik doku, ve doğa ile bütünleşme… hahha diyecem, çektiğin acıya, kaşıyarak kabarttığın tenine, bi o kadar yara bereye "bir dalda iki kiraz" türküsü merhem olabilir mi? pınmıyorsun dimi latife ediyorum..işte budur gerçek hayat, bu değişik argumanlar, hatıralarda yıllarca tazeliğini koruyacak, eriklice macerası olarak beleğinde yer edecektir.:))
K.C.S; Fırsat oldukça lazım, anca zaman oluyor 😦
Nida Ersin; yok yok Keşan-Erikli benim dediğim yer, sahilde bir yazlık yer. Ama bu fotoğrafların ilk üçü Gelibolu'da, Tayfur Köyü diye bir köy var göletin kenarında, orada yaklaşık 300 yıllık bir çınar ağacı var, ona ait. Sonuncu kiraz da, yine Gelibolu'da Kömür Limanı diye bir yer var, Şeytanköy de derler, inanılmaz bir manzarası var ve denizi dalışa çok müsait, çok güzel. İşte o yoldaki bir ağaç. Ayy amma da anlattım 🙂 Hihi evet, olamaz mı olabilir 🙂
Selen; anlatı zahmetine tşk.ler, saros ta olduğunu anca kavrayabildim, yarım akıllıyım yahu:'( ama, ben anlatamıyorum ki burdaki -yakın çağ- macerlarımı, soran yok:( bende gizlerime tutsak ettim serüvenlerimi. ehh ne yapayım, benimle beraber yaşlansın kazdağında ki bayık anılarım:))
Estağfurullah o ne demek. Anlatın istediğiniz kadar, ben dinlerim :)Bir blog da siz açsanız keşke. Konuşur, yorumlarız 🙂
Bu fotoğrafları da sen mi çektin; böyle yakın plan doğa çekimleri doğaya yabancılaşan insan için bir tür mesaj aslında, sanki şöyle diyor "gel ve bana dokun" ağaç öyle diyor 🙂
Hı hı, ben çektim. Di mi, bana da öyle diyor gibi geldi:) O zaten dağın tepesinde, etrafı çok ıssız ve yalnız 300 senedir.
Agac süper ötesi ya:S:)Simdi orda olmak vardi v.cv.
eveeet ya ne haklısın.doğadan ne uzaklaştık ama.uzaklaştıkça biz de yapaylaşıyruz sanki.4 temmuz dek kal orda.:)sona faprikaya.
Rory; 300 senedir orda olduğuna göre, daha bayağı duracak demektir; buralara geldiğin bir gün belki.. 🙂
deep; ı-ıh İstanbul'a dönmek zorundayım. Staj belgeleri, bir de geçici olarak başka yerde kalacağım uzak diye. Onlarla uğraşmam gerek. Bugün yine börtü böcekleydim :))
frannes o zaman bugün yine kaşıntı tuttu:D
Hoşgeldin speedy 🙂 Sorma gitsin, ölüyorum 😀
hoş bulduum:D ben de ölüyorum ama faranjit oldum ondan:) bütün kemiklerim acıyo:)
Aaa geçmiş olsun. Yatıp dinlensene ne işin var burada 🙂
yatıyorum işte laptop açık blog borsasını takipteyim:D
Hahah 🙂 O da doğru:D Ya benim kumanda paneli düzgün çalışmıyor sanırım. Çoğu yeni yazı çıkmıyor, hep elimle kontrol etmem gerekiyor. E her blogun adresini bilemeyeceğime göre, bu işler aksıyor
halla halla neden öyle oldukine:/ blog sorunları can sıkıyor yahu
Rvet ya bir türlü düzelemedi. Bilmem ki, o sansür döneminde bozuldu sonra hep böyle
yardım panelinden forumlara ulaşıp bi sorsan belki bir bilen çıkar
Hımm olabilir, sorarım 🙂 Bulunur belki birileri.
ehe fran çiçeğim :)çok güzel fotoğraflar, ben de rosemary gibi ilkini çok güzel buldum.ilginç… :))ah işte ben yine.evet herkese açıklamak zorunda kalmak biraz utandırıcı "beni takip edin " der gibi… ama napayım haber vermek istedim sizlere.şey..ehi.işte yeni hazal karşınızda.http://thesmileofsunshine.blogspot.com
Hoşgeldin hazalcık :)"çiçeğim" kelimesini görür görmez anladım zaten sen olduğunu, aldım bile takibe 🙂